15 yaşındaki Sezgi için tam tamına 7 yıl davanın peşini bırakmayan avukatın mükemmel hikayesini sizlere anlatacağız. Antalyalı bir ailenin 15 yaşındaki canlarından çok sevdikleri kızı Sezgi. Tatlı, şirin, sevecen hayat dolu bir kız. Kolunda sakızdan çıkan ejdarha dövmesi var. Daha ufacık bir çocuk. Parmak arası terlikleriyle markete gitmek için evden çıkıyor ve sonrasında bir daha haber alınamıyor. Kaçırıyorlar ve Sabaha kadar 15 yaşında ufacık masum kıza tecavüz ediyorlar.
Sonradan anlaşılıyor ki, Facebook üzerinden tanıştığı aşağılık, yüreksiz, kansız bir insan müsveddesi onu kaçırıyor ve İki de arkadaşı var yanında. Bu üç kansız, Sezgi’yi bir eve kapatıyor. Vahşetin sınırı bitmek bilmiyor, tecavüz ettikleri yetmezmiş gibi, bir de kızcağızın göğüs kafesini, ağzını, burnunu kırıyorlar ve öylece bırakıyorlar. Zaten 41 kilo, kuş gibi bir şey ve daha 15 yaşında ufacık bir kız.
Bu kadar şiddet, iğrençlik ve bu kadar kötülüğe, küçük bedeni dayanmıyor. Bulunduğu yerde ölüyor.
Öldürmelerinin üzerine Bavula koyup yok etmeye çalışıyorlar.
Fakat bu üç sapığın kafaları o kadar uçmuş ki, farkında bile değiller ne yaptıklarının. Sabah içlerinden birinin ablası eve geliyor ve diyor ki “Sizin dün eve getirdiğiniz kız ölmüş!”. Üç kansız, Sezgi’nin cansız bedeninde delil kalmasın diye, iğrenç spermleri akıp gitsin diye, banyoya sokup yıkıyorlar. Sonra bir bez bebek gibi, ufacık, masum kızın ölü vücudunu ikiye katlayıp bir bavula koyuyorlar. Kurtulmak istiyorlar ama ne yapacaklarını bilmiyorlar. Yaksınlar mı, uçurumdan mı atsınlar, gömsünler mi? Nasıl acı bir şey değil mi bu insanın tüyleri diken diken oluyor resmen.
İnsanın aklı almıyor, yüreği kaldırmıyor! Bir insan nasıl olur da bu denli yoldan çıkabilir. Böyle adi, kansız, iğrenç katiller için idam şart getirilmeli. Hukuk ve Adalet… Sonra Allah, bu iğrenç mahlukları bildiği gibi yapsın!
Cesedi Arı Kovanlarının Bulunduğu Bir Alana Atıyorlar
Peki ya sonrasında ne oluyor ?
Sezgi’nin ölü bedeninden kurtulmak için aceleyle Antalya’dan Isparta’ya götürüyorlar ve çırılçıplak bir halde arı kovanlarının olduğu arsaya atıyorlar. Arılar Sezgi’yi tanınmayacak bir hale getirsin diye. Nasıl bir iğrençliktir bu akıl sır erdiremiyor insan. İnsan denilebilecek bir varlık yapabilir mi bütün bunları ? Yapamaz tabi ki onlar insan olamaz. İnsan olan böyle bir şey yapamaz. Bunların açıklaması olarakta, “O gece kafamız iyiydi, yaptık işte bir toyluk!” olabilir mi ? Olamaz !
Bunlar, insan değil ! İnsan olan böyle bir şey yapamaz. En ağır şekilde cezalandırılmaları gerekiyor. Aslında bunlara idam değil işkence çektirmek gerekiyor. Sezgiye yapılanın aynısını onlara da bire bir uygulamak gerekiyor. Diri diri yakmak gerekiyor böylelerini. Aç susuz bırakıp zindanlara kapatmak gerekiyor.
Bundan sonra olanlar da kötü. 10 gün sonra çıplak bir kadın bedeni bulunuyor ama Sezgi olduğunu anlayamıyorlar önce. Çünkü o günlerde bir hayat kadını da kayıp ve Sezgi'yi o zannediyorlar. Biri öldürmüş atmış diyorlar. Bu ülkede hayat kadınlarının insan olarak değeri olmadığı için, kimsenin pek umurunda olmuyor ! Adli Tıp’ın yaptığı üstünkörü incelemede Sezgi’nin bedeninde üç ayrı sperm bulunuyor. Ama bir süreliğine kayıp hayat kadını zannediyorlar ve arada kaynayıp gidiyor.
Ölüm nedenine ise ''belli değil” raporu veriyorlar hatta “Uyuşturucu ve alkole de rastlanmadı” yazıyorlar. Bedenindeki kırıklardan raporda bahsedilmiyor bile. Ne de olsa birden fazla erkeğin sperminin olduğu bir hayat kadını olduğunu düşünüp uğraşmaya değmez diye diyorlar ve Kimsesizler Mezarlığı’na gömüyorlar.
Bu arada Sezgi’in kız kardeşi Sevgi işin peşini bırakmıyor. Cesur bir kadın avukat buluyor. Sibel Önder. Müthiş bir avukat. Bu davaya yüreğini veriyor. Artık hayatta olmasa da Sezgi için adaleti tecelli ettirmeye ant içiyor.
Peki tecavüzcüler nasıl mı ortaya çıkıyor?
Sezgi’yi attıkları yerdeki lastik izi alınıyor, aracın geçtiği MOBESE’lere bakılıyor, araç tespit ediliyor. Kiralık olduğu anlaşılıyor. İğrenç herifler kendi adlarına kiralamışlar ve en sonunda yakayı ele veriyorlar. Gerisi de çorap söküğü gibi geliyor. Bu arada Facebookta yaptıkları yazışmalar ortaya çıkıyor. Zaten kendileri de itiraf ediyorlar durumu. “Gece boyunca içki ve uyuşturucu kullandık. Kıza da kullandırdık ve kolundan eroin de verdik, öldü, biz de ondan kurtulmaya çalıştık” diye…
İlginizi Çekebilir = Dev Yılan Koskoca İnsanı Yuttu - Gördüklerinize İnanamayacaksınız
Ama inanabiliyor musunuz ki? Bu olanlara rağmen dava açılmıyor!
İlginizi Çekebilir = Dev Yılan Koskoca İnsanı Yuttu - Gördüklerinize İnanamayacaksınız
Ama inanabiliyor musunuz ki? Bu olanlara rağmen dava açılmıyor!
Şüpheli olarak mahkeme karşısında bir gün tutuklu kalıyorlar ama delil yetersizliğinden salıveriliyorlar. Sebebi Adli Tıp. Çünkü Sezgi’nin raporda tecavüz yazmıyor. Ölüm sebebi belirtilmiyor. Ve bu iğrenç adamlar serbest dolaşıyor.
Yargılama asıl şimdi başlıyor.
Avukat Sibel Önder Tamtamına 7 yıl uğraşıyor. Hatta adamlardan biriyle Facebook’ta güya arkadaş oluyor, bir seneye yakın yazışıyor, güvenini kazanıyor, bu cinayeti detaylı anlattırıyor. Yeni deliller elde ediyor. Yeni tanıklar buluyor. Katillerinin hak ettikleri cezayı alması için canla başla çalışıyor. Bu arada, 7 savcı değişiyor. Avukat pes etmiyor, Adli Tıp’la resmen mücadeleye girip savaş veriyor. Bitmez tükenmez sorular soruyor. Her Adli Tıp raporunun gelmesi bir buçuk yıl sürüyor. Maktul, tecavüze uğramadıysa burnu neden kırık? Neden ağzından kan gelmiş? Neden üç ayrı adamın spermi var üzerinde ? Uyuşturucu yok diyorsunuz, ama adamlar var diyor, içki kullandırdık diyor, neden içki çıkmadı sizin incelemenizde diye Adli Tıpı sorulara boğuyor.
Sonunda da iş Ulusal Kriminoloji’ye gidiyor. Aylar sonra sonuç geliyor. Maktulün avukatı Sibel Önder'in tespitleri doğru. “Zorlamalı ölüm ve tecavüz!”
Sezgi artık bendi Sezgi Artık Hepimizdik
Sezgi bugün yaşasaydı 22 yaşında olacaktı ama o aşağılık herifler işkence ederek Sezgi’yi öldürdü ! 7 yıl sonra rapor geldi ve iddianame hazırlandı, davası açıldı. Bugünde mahkemesi var. Adalet inşallah 7 yıl sonra Sezgi için işleyecek. Nefesimizi tuttuk, kararı bekliyoruz.
Yine Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu ve Canan Güllü tam destek, diğer kadın örgütleri de… Yine cesur kadınlar devrede. Avukat Sibel Önder gibi. Bunca yıl bu davanın peşini bırakmadığı için kendisini bütün kadınlar adına alkışlıyorum.
Ve söylediği şu cümleyi onunla birlikte tekrar ediyorum. “Sezgi artık kimsesiz değildi, Sezgi artık bendim, Sezgi artık hepimizdik… Ölünün dili yok ama benim, bizim var…”
İşte Cesur avukat Sibel Önder'i canı gönülden tebrik etmek gerekiyor. Başkası olsa 7 yıl koşturmazdı belki bu davanın arkasından ama o pes etmedi, mücadele etti ve şimdi iyi bir haber almak istiyoruz Türkiye olarak.
Kurgücü.com sitemizi ziyaret ettiğiniz için teşekkür eder ve böyle cesur avukatlara helal olsun diyerek minnettarlığımızı sunuyoruz.
Yine Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu ve Canan Güllü tam destek, diğer kadın örgütleri de… Yine cesur kadınlar devrede. Avukat Sibel Önder gibi. Bunca yıl bu davanın peşini bırakmadığı için kendisini bütün kadınlar adına alkışlıyorum.
Ve söylediği şu cümleyi onunla birlikte tekrar ediyorum. “Sezgi artık kimsesiz değildi, Sezgi artık bendim, Sezgi artık hepimizdik… Ölünün dili yok ama benim, bizim var…”
İşte Cesur avukat Sibel Önder'i canı gönülden tebrik etmek gerekiyor. Başkası olsa 7 yıl koşturmazdı belki bu davanın arkasından ama o pes etmedi, mücadele etti ve şimdi iyi bir haber almak istiyoruz Türkiye olarak.
Kurgücü.com sitemizi ziyaret ettiğiniz için teşekkür eder ve böyle cesur avukatlara helal olsun diyerek minnettarlığımızı sunuyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bilgi Paylaştıkça Çoğalır. Sende Yorumunu Yap, Bilgini ve Fikrini Paylaş. Yapacağınız her yorumdan yorumu yapan kişinin sorumlu olduğunu bilerek yorum yapınız.
NOT: Yorumlarınız Onaydan Geçerek Yayınlanmaktadır!